Dosya: Feminist Coğrafya
Feminist Tahayyül 2024 yılının Şubat ayında yayınlanacak olan sayısını “Feminist Coğrafya” odağına ayırıyor.
Toplumsal cinsiyet referanslı mekânsal bölünmelerin sözde doğallığına meydan okuyan feminist coğrafya, 1970’lerin sonundan itibaren sosyo-mekânsal kavrayışlara ilişkin literatüre ve toplumsal eşitlik mücadelesine yeni bir soluk getirdi. Toplumsal cinsiyet ilişkilerinin toplumun mekânsal yapısından da etkilendiğini ve birbirini üreten bir ilişki halkası yarattığını ortaya koyan öncü çalışmalarda, kadınların özel alana hapsedilmesi, geleneksel roller, bu rollere mekan teşkil eden coğrafyaların sınırlandırılması ve bunun yarattığı çoklu eşitsizlikler incelenmiştir.
Feminist coğrafyanın kendi içindeki evriminin bir uzantısı olarak, zamanla tüm toplumsal cinsiyet kimliklerine ve bu kimliklerle müzakere sürecinde etkili olan diğer kimliklere (etnisite, ırk, sınıf, yaş, engellilik gibi) odaklanılan çalışmalar ortaya çıkmıştır. Bir başka deyişle ataerkillik, kimlik ve mekânsal öznellikler arasındaki karşılıklı ilişkiye odaklanılmış ve bu ilişkinin yarattığı cinsiyetçi coğrafyaları dönüştürmek için gereken fikir ve uygulamalar geliştirilmiştir.
Bu sürecin en önemli katkısı, toplumsal cinsiyete dayalı ayrımların zamansal ve mekânsal farklılaşma içerdiğini göstermek, arka plandaki politik gündemi belirginleştirmek ve araştırmacıların ve politika yapıcıların daha az temsil edilen coğrafyalara ve gruplara odaklanmasını sağlamaktır. Böylelikle diğer sosyal bilim teorileriyle feminist teorinin üretken etkileşiminin önü açılmış; bilgi üretmenin yeni yollarının gösterilmesiyle metodolojik çeşitlenme gerçekleşmiş ve araştırmacıların ve disiplinlerin sosyo-politik pozisyonuna ilişkin kapsamlı tartışmalara zemin hazırlanmıştır.
Bugün hem sanal hem fiziksel olan tüm mekânlar toplumsal cinsiyet ilişkilerinin sahnelendiği ve bu ilişkilerle dönüşen alanlar olarak kabul edilir ve bu ilişkilerin yeniden üretiminde aldıkları rol vurgulanır. Tüm toplumsal cinsiyet rejimleri bir süreklilik ve temsil alanı olarak mekânlar yaratır ve mekânları dönüştürürler. Bununla birlikte hem toplumsal ilişkiler hem de mekânlar sürekli bir dönüşüm geçirdiklerinden, değişen gündemler içinde sürekli ve yeniden izlenmeye ve incelenmeye ihtiyaç duyarlar.
Feminist Tahayyül’ün yeni sayısıyla toplumsal cinsiyet ve mekân ilişkisinde doğan feminist coğrafya alanındaki akademik bilgi üretimine Türkiye bağlamında bir katkı sağlamayı umuyoruz. Feminist coğrafyaları eleştirel ve kesişimsel bir yaklaşımla ele alan çalışmaları derlemeyi amaçlayan bu sayı için alanın güncel tartışmaları inceleyen yazılarınızı bekliyoruz. Bu sayı yalnızca literatürde ilgili alanda kendine yer bulmuş konu, grup ve mekânlarla değil, yeterince temsil edilmemiş coğrafyalara da feminist bakış getiren perspektiflerle ilgilenmektedir. Bu bakımdan sayı hem bir akademik geleneğin uzantısı olan hem de keşfedici nitelik taşıyan çalışmalara açıktır.
Katkılarınızı araştırma makalesi olarak 15 Kasım 2023 tarihine kadar bizimle paylaşabilirsiniz. Feminist Tahayyül’ün araştırma notu, çeviri, söyleşi, kitap değerlendirmesi, sanat eleştirisi ve tez tanıtımı bölümlerine katkı sunmak isterseniz bizimle iletişime geçiniz. Sorularınız için ftdergi@gmail.com adresinden bize yazabilirsiniz.
Sayı Editörleri
Funda Şenol & Ayla Deniz